Gazeteci Uğur Dündar, Evren Özalkuş’un sunduğu ‘Türkiye’nin Geleceği’ programına konuk oldu. Sedat Peker'in evine neden gittiğini anlatan Dündar, yaptığı haberi ve sonrasında gelişen süreci de tüm açıklıyla ifade etti.

“HABERİ YAYINLADIK”

Kendisini Emniyet Müdürü Kazım Abanoz'un aradığını söyleyen Uğur Dündar, devamında şöyle konuştu: “Bana, ‘Sedat Peker'in Şile'de kısmen hazine arazisine taşarak, yaptığı bir evi var. Belediye bu taşan kısmı yıkamıyor. Yani karar alınmış ama yıkamıyor. Bizden yardım istedi biz de Çevik gücümüzü verdik. Onların desteğiyle bu kaçak kısım yıkıldı. Görüntüleri de çektik. Televizyonların hiçbiri yayınlayamadığı için sizi rahatsız ediyorum. Acaba bu görüntüyü yayınlar mısınız?’ dedi. Diğerlerinin cesaret edemediğini yayınlayıp yayınlayamayacağımı sordu. Ben de dedim ki: ‘Kazım Bey, bizim için önemli olan gerçektir. Ben muhabirlerimi gönderirim orada araştırma yaparlar, sizin söylediğiniz gibiyse tabii ki yayınlarız.’”

Cumhuriyet'le ilgili yeni iddia! Rüşvet 10 milyon mu? Cumhuriyet'le ilgili yeni iddia! Rüşvet 10 milyon mu?

“EN UFAK BİR TEPKİ GÖSTERİLMEDİ”

Muhabir arkadaşlarının söz konusu yere gittiğini söyleyen Uğur Dündar, daha sonra haberi yayınladıklarını ifade etti. Haberden sonra kendisini Sedat Peker de dahil olmak üzere hiç kimsenin aramadığını söyleyen Dündar, en ufak bir tepki gösterilmediğine de dikkat çekti.

“BÜTÜN YERALTI DÜNYASIYLA İLGİLİ HABERLER YAPTIM”

Kabadayı dünyasının bir kuralı olduğunu dile getiren Dündar, “Eğer siz gazeteci olarak, onlara mesafeli yaklaşıyorsanız, onlara gebe kalmıyorsanız, bir çıkar ilişkisine girmiyorsanız, size saygıyla bakarlar. Ama bir göbek bağı oluşturup daha sonra ihanet ederseniz, intikamları çok kötü olur. Ben bugüne kadar bütün yeraltı dünyasıyla ilgili haberleri yaptım. İsmen bir kenara ayırdığım hiç kimse olmadı. Bir uyuşturucu kaçakçısı hariç, hiç kimseden bir tehdit almadım. O tehdit edene de papuç bırakmadım. Benim üzerime gönderdiği tetikçi de yakalandı” ifadelerini kullandı.

“BEN HALKA AÇIK BİR PARK ZANNETTİM”

Sedat Peker'in evine gitme sürecini de detaylıca anlatan Uğur Dündar, “Aradan zaman geçti, benim büyük oğlum 1,5 yaşında, eşim de ikiz çocuklarıma hamile. Tatilden döndük, evde birtakım böcekler çıkmış, evi ilaçlama yapmak lazım. Hamile olduğu için de evde durmayacağız. Yakın bir yer olarak Şile aklıma geldi. Ve Belediye'ye açtım telefon dedim ki, ‘Orada mafyaya ait olmayan bir otel varsa söyleyin, biz birkaç gece konaklayacağız orada.’ Belediye Başkanı söyledi, biz de paramızı yatırdık gittik. Ben büyük oğlumu elinden tuttum, otelden dışarıya çıktık, karşımızda bir çocuk parkı ağaçlar arasında, kaydıraklar salıncaklar falan. Ben zannettim ki halka açık bir park. Çocuk eğlendi, kaydı, salıncaklarda sallandı falan, ‘Biraz daha ileriye gidelim baba’ dedi, yürürken bir adam çıktı karşımıza, "Daha ileriye gidemezsiniz burası şahıs malı” şeklinde konuştu.

“BENİM HABERLERİMİ SAYGIYLA KARŞILADI”

Oğlunun oynadığı parktan bahsederek ‘Peki burası?’ diyen Dündar, ‘Burası halka açık’ cevabını aldığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “‘Kim buranın sahibi?’ dedim. ‘Gel göstereyim’ dedi. Duvarların arasında bir boşluk var, bir baktım bir yüzme havuzu, kristal sular, havuzun bittiği yerde taht. Şimdi Sedat Peker'in videolarını halk ağzı açık bir şekilde izliyor ya. Onun etrafında oturmuş adamları, onu aynı şekilde dinliyorlar. Bir de dikkatlice baktım, Bu Sedat Peker. Burası bizim gösterdiğimiz yer. Ben çocuğu elinden tuttum ‘Hadi oğlum otele, eşime de valizleri topla, hemen gidiyoruz’ dedim.

Halbuki ben oradan bağırsam ‘Sedat Peker’ diye, eminim söyle derdi: ‘Buyurun Uğur Bey. Belki oturur onun okuduğu kitapları falan tartışırdık. Şimdi olsa böyle yaparım açıkçası. Yani ben geçmişte Sedat Peker’le ilgili böyle bir haber yaptım. Ve ondan sonra da benim haberimi saygıyla karşıladı. Anladım ki sonra yasalar çerçevesinde halletmiş meseleyi. Çözmüş, o hazineye taşan kısmı da çocuk parkı haline getirmiş, orayı da halka açmış. Ve ondan sonra da satmış orayı. Daha sonra kendisi de açıklıyor zaten, sattığım ev diye. Böyle bir macera da yaşadık.’”