İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Paris'teki WELT Avrupa Ekonomi Zirvesi'ne konuşmacı olarak katıldı.

2009 yılından bu yana yılda 2 kez düzenlenen WELT Ekonomi Zirvesi, iş dünyası liderleri ve politika yapıcılara yönelik bir etkinlik. Davet edilen konuşmacılar arasında hükümet yetkilileri, Avrupa Komisyonu üyeleri ile dijital girişimcilik ve transformasyon liderleri bulunuyor.

WELT Ekonomik Zirvesi'nin amacı, 'Avrupalı CEO'ların, Avrupa hükümetlerinin ve kurumlarının, yaşlı kıtanın geleceği hakkındaki daha iyi bilgi sahibi olabilmelerini sağlamak' olarak tanımlanıyor.

"Belediye başkanı olarak sesleniyorum"

İmamoğlu, burada yaptığı konuşmasına, "Hepinizi, 23 Haziran'da tekrarlanan İstanbul yerel seçimlerinde, yüzde 54,2 gibi yüksek bir oranla tercihini demokrasi ve özgürlükten yana kullanan 16 milyon İstanbullunun belediye başkanı olarak selamlıyorum" sözleriyle başladı.

İstanbul'u, belediye başkanlığı yapmış olmanın verdiği tecrübeyle yönettiğini belirten İmamoğlu, "Belediye başkanlığı öncesinde yaptığım ticaret, restoran zinciri kuruculuğu ve yöneticiliği, futbol takımı yöneticiliği, müteahhitlik gibi işlerden edindiğim tecrübenin bir kenti yönetirken ne kadar faydalı olduğunu bundan önceki belediye başkanlığı deneyiminden de biliyorum" dedi.

"Fabian Barthez kadar olmasa da iyi kaleciydim"

"En önemli tecrübe kaynaklarımdan biri de kaleciliktir" diyen İmamoğlu, konuşmasında şu ilginç benzetmelerde bulundu:

"Benim ilk büyük tutkum ve hayalim, kaleci olmaktı. Lise ve üniversite döneminde lisanslı olarak kalecilik yaptım. Bir Fabien Barthez kadar olmasa da fena da değildim. Şartlar bu hayalimi gerçekleştirmeme izin vermediyse de ben, her zaman 1 numaralı formayı sırtımda kabul ettim. Kalecilik, insana bütün oyunu görüp okuyabilme fırsatı veren, özel bir pozisyon. Ayrıca şöyle de bir özelliği var: Bir takımın bütün oyuncuları, maçın kaderini değiştirecek, maçı kazanmalarını sağlayacak, bu arada da kendilerini maçın yıldızı haline getirecek o golü atmak için heves duyabilirler. Bu hevesle takım disiplininin, maça dair çizilen stratejik planın dışına da çıkabilirler. Stadyumlarda bunun pek çok örneklerini görüyoruz. Ama bir kalecinin bunu yapması ve gol atma hevesine kapılıp takımın kurgusunu bozması çok nadir olabilen bir şeydir. Kalecilik temelde gol yememek üzerine kuruludur ve bunun için takım disiplininin, oyun kurgusuna sahip çıkmanın önemini en iyi kaleciler bilir. Ben, İstanbul'u takım kaptanı bir kaleci gibi, ekip halinde, takım ruhuyla yönetiyorum ve öyle yöneteceğim."

"İstanbul'u İstanbullularla birlikte yöneteceğiz"

Yalnızca çalışma arkadaşlarından kurulu iyi bir ekip kurmayı hedeflemediğini kaydeden İmamoğlu, "Bütün İstanbullularla ortak bir takım olma ruhunu yakalamayı, hep birlikte kocaman bir ekip olarak çalışmayı kastediyorum. Hiçbir akıl, ortak akıl kadar kapsayıcı; hiçbir zafer, ortak aklın zaferi kadar büyük olamaz çünkü. Şeffaflık ve demokratik katılım, benim çok değer verdiğim ve İstanbul'u İstanbullularla birlikte yönetmemizi sağlayacak iki temel kavram" dedi.

"İstanbul'da, hayatın her alanıyla ilgili çoğulculuğu ve demokrasiyi geliştirmek için kalıcı yerel demokratik platformlar ve masalar kuruyoruz" diyen İmamoğlu, "İstanbulla ilgili her önemli projede, 16 milyon İstanbullunun sesini ve iradesini mobil, online ve offline yöntemlerle öğrendikten sonra yapacağız. Vatandaşlarıyla, sivil toplum örgütleriyle, üniversitesiyle, yerel yönetimiyle belirli hedeflere odaklanmamış, koordine olamamış bir kentin, huzur içinde kabul edeceği kalıcı çözümler elde etmesi mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

"Dünya başkenti vizyonuyla hareket edeceğiz"

İstanbul'u bir dünya başkenti haline getirme vizyonuyla hareket ettiklerini de kaydeden İmamoğlu, şöyle devam etti:

"Bu vizyonla hareket ediyorsanız, demokrasiyi, şeffaflığı ve elbette toleransı yönetim felsefenizin ve uygulamalarınızın tam merkezine yerleştirmek zorundasınız. Bu vizyonla hareket ediyorsanız, kentin, içinde yaşayanlara ve ziyaret edenlere güvenli, adaletli, özgür ve toleranslı bir atmosfer sunmasını sağlamak zorundasınız. İstanbul'un en önemli tarihsel değerlerinden biri de hiç kuşkusuz, toleranstır. Bundan sonra da tolerans bu büyük metropolü tanımlayacak en önemli kavram olacaktır. İstanbul’un tarihsel birikimine sahip çıkmak isteyen herkes tolerans kavramını da sahiplenmek, içselleştirmek ve tabii hayata geçirmek zorundadır."

"İstanbul 23 Haziran'da dünyaya ilham oldu"

İstanbul halkının 23 Haziran seçimlerinde tüm dünyaya ilham olacak bir irade sergilediğini vurgulayan İmamoğlu, "O net iradenin sabahı, 'İstanbul'un farklı fikirlerin, farklı inançların, farklı kimliklerin bir arada yaşayabildiği, birbirlerine saygıyla bakabildiği bir demokrasi şehri olma niteliğini güçlendirmek zorundayız' dedim. Çünkü, inanıyorum ki, buna yalnız İstanbul'un, yalnız Türkiye'nin değil, Avrupa'nın, Ortadoğu'nun ve dünyanın ihtiyacı var. İstanbul, kendi kimliğini koruyarak, Avrupa Birliği ideal ve ilkeleriyle uyum içerisinde, bu ideal ve ilkeleri geliştirip zenginleştirme, yeni boyutlar katma perspektifine sahip bir kent haline gelmek zorundadır. Buna İstanbul kadar, Avrupa Birliği’nin de ihtiyacı var. İstanbul, insanlığın evrensel ideal ve değerlerine sahip çıkan, bunların işlenip geliştirilmesine zemin hazırlayan bir şehir olmak zorundadır ve olacaktır. Ben ve ekibim bunun için çalışıyoruz" dedi.

Beş yıllık icraat planını sıraladı

İstanbul'u yaşayanlar, yatırım yapanlar ve ziyaret edenleri için açık, hoşgörülü, özgür bir dünya metropolüne dönüştürmek için çalışacaklarının altını çizen İmamoğlu, beş yıllık süreçte yapmayı planladıkları icraatları şöyle sıraladı:

-Başta metro olmak üzere ulaşım yatırımları. İstanbul'daki metro hatlarını 2024 yılına kadar 630 kilometreye çıkarmak istiyoruz. Yap İşlet devret dahil çeşitli modelleri tartışıyoruz.

-Kentsel planlama yatırımları bizim için ikinci stratejik alan. İstanbul önemli bir deprem fay hattı üzerinde bulunuyor. O nedenle kentin dokusunu değiştirecek planlama ve yatırımlar yapacağız.

-Öncelikli olarak yüksek teknoloji alanlarında kurumlar geliştireceğiz. Kentin merkezindeki en büyük 'monoblok yapı' olan otogarı boşaltıp, o merkezi bir inovasyon merkezine çevireceğiz. Bu büyük alanları yeni teknoloji şirketlerine, yazılım, tasarım, coding ve eğitim şirketlere açacağız.

-Benzer şekille İstanbul'da akıllı kent yatırımlarını birkaç katına çıkaracağız.

-Çevre yatırımları, temiz enerji, kentsel atıkların dönüşümü ile ilgili yatırımlarda İstanbul öncü kentlerden biri olacak. Global Warming sorununu dikkate alan her teknoloji ve şirketi destekleyeceğiz.

-İstanbul, Napoleon Bonapart'ın ünlü sözüyle dünyanın coğrafi merkezi. Dünyanın en güzel doğasına sahip kentlerinden biri. Bu güzel kentin, çok kültürlü, çok sesli yapısının daha fazla açığa çıkması için, özgürlükleri ve yaratıcılığı ateşleyeceğiz.

Atatürk anıtına saldırı! Alçaklık bitmiyor Atatürk anıtına saldırı! Alçaklık bitmiyor

-Kültür, sanat ve turizm konularında yeni bir master plan çalışıyoruz. Dünyanın en önemli tarihlerinden birine sahip bu kentin tarihi değerlerini, çok kültürlü yapısını geliştirecek hazırlıkları yapıyoruz. Hedefimiz, İstanbul'un bir destinasyon olarak değerini kat kat artırmak ve kente gelen yabancı ziyaretçi sayısında dünyada ilk 3'e girmesini sağlamak. Bu nedenle turizm yatırımları da bizim için öncelikli olacak.

-Orta vadede İstanbul yurt dışından sadece çok yatırım çeken bir kent olmayacak, geliştireceğimiz özgürlük ve demokrasi ortamıyla, en çok yetenek de çeken kentlerden de biri olacağız.

-Şehrimizin yakın civarında entegre tarımsal üretim yatırımlarını destekleyeceğiz.

"İstanbul'dan beklentileriniz nedir?

"Bütün bu konularda uluslararası iş birliğine açık olacağız" diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:

"Bunlar 2024 yılına kadar olan beş yıllık iş hedeflerimizin en temel başlıkları. İstanbul’u adil, yeşil ve yaratıcı bir tolerans kenti yapma yolculuğumuzu kendi içimize kapanarak başaramayız. Aksine, başta komşularımız ve Avrupa Birliği olmak üzere tüm dünyayla uyum ve iş birliği içinde gerçekleştirilebilecek bir süreç bu. Bu bilinçle, benim açımdan toplantının en önemli kısmına geçmek ve size sormak istiyorum: Sizin İstanbul'dan ve İstanbul’un yerel yönetiminden beklentileriniz nelerdir?"