Hıncal Uluç’un 2 Ekim tarihli yazısındaki “Saray” kelimesi, Sabah Gazetesi tarafından makaslanarak "Külliye" ifadesiyle değiştirilmişti. Uluç, bugünkü yazısında bu konuya ilişkin cevap verdi. Kendi köşesinde konuyu dillendiren Uluç, “Dün, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın, ilk defa Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda verdiği konseri, müthiş bir keyif ve heyecanla yazmıştım. Sabah gazetemi aldım. Okurken baktım, bütün 'Saray' sözcükleri 'Külliye' olarak değiştirilmiş. Ben 'Saray' sözcüğünün nasıl başkanı ve iktidarı karalamak için yıpratıldığını iyi biliyorum. Bildiğim için de bu karalamalara yenilmek değil, inadına üstüne gitmek için 'Saray' sözcüğünü kullanıyorum, bu bir. İkincisi Macron, Türk Başkanı Elysee Sarayı'nda, Trump Beyaz Saray'da ağırlarken, ben niye 'Saray' sözünden utanayım ki?" ifadelerini kullandı.

Menzil liderinin cenazesi için Adıyaman'a adeta akın ettiler! THY'den dikkat çeken hamle! Menzil liderinin cenazesi için Adıyaman'a adeta akın ettiler! THY'den dikkat çeken hamle!

"Ben Pembe İncili Kaftanları okuyarak büyüyen nesildenim"

Uluç'un ifadeleri şu şekilde:

'Saray’ demekten çekindiğimiz, ‘Saray’ sözcüğünü, ‘aşağılama, hırpalama’ için kullandığımız günümüzde, Türkiye Cumhuriyeti Başkanlık Makamı'na ‘Saray’ demekte ısrar edişimin sebebini anlatan bir yazı yazmıştım geçen hafta ve demiştim ki? Amerika Başkanı Beyaz Saray'da, Fransa Başkanı Elysee Sarayı'nda çalışıyor ve ülkemize gelen konuklarını o saraylarda ağırlıyorlar da, ben Türkiye Cumhuriyeti Başkanı'nın mekanına niçin 'Saray' demiyorum, ha?' Yazıya girerken niye böyle düşünüyorum diye, örnek de vermiştim. Çünkü ben Pembe İncili Kaftanları okuyarak büyüyen nesildenim!.' Biz Ömer Seyfettin'i ve onun öykülerini, ilkokulda öğrenmeye başladık. Ortaokulu bitirirken, onun kitaplarını bitirmemiş, Pembe İncili Kaftan'ı, Başını Vermeyen Şehit'i, Kaşağı'yı ve ötekileri, okumayan, duymayan kalmamıştı içimizde...