İşte Pamukoğlu'nun o yazısı:

Merkez Bankası politika faizini bu yıl temmuz ayında 425, eylül ayında 325, 24 Ekim’de 250 baz olmak üzere bugüne kadar 1000 baz puan indirdi. Yani yüzde 24 olan haftalık repo faizini yüzde 14’e çekti.

Bu faiz indirimlerinin başta dolar olmak üzere kurları oldukça yükselteceği bekleniyordu. Oysa bu beklenti gerçekleşmedi. Neden? Bu sorunun cevabını vermeden önce Türkiye ekonomisinin genel fotoğrafını çekmek gerekiyor.

EKONOMİMİZ NE DURUMDA?

Her zaman söylediğimiz gibi ekonomiyi analiz ederken aldığınız rakamlar ve bu rakamları yorumlayış biçimi genel değerlendirme sonucunu verir. İyi rakamları alırsanız ekonominin güzel gelişmeler gösterdiğini söyleyebilirsiniz. Ancak önemli olan gerçekçi olmak. Madde madde sıralayalım:

1- Bu yıl üç çeyrektir, üst üste küçülüyoruz. Bunun anlamı resesyon ve ekonomik krizin devam ettiğidir.2019 tümünde de büyüme beklenmiyor. Oysa Türkiye ekonomisinin işsizliğe çara bulması için yıllık ortalama yüzde 5 büyümesi lazım.

2- Her on kişiden üç kişi işsiz. Toplam işsiz sayımız 6-7 milyon. Bu oldukça yüksek bir sayı.

3- İhracat artmıyor. Bu yıl ancak 170 milyar doları görebileceğiz.

4- Cari açığın azalmasının sebebi ekonomide küçülme ve dolayısıyla ithalatın azalması

5- 500 milyar dolar dış borç yerli yerinde duruyor.

6- Reel sektörde işletmeler ciddi kaynak ihtiyacında. Dönemiyorlar. Bu nedenledir ki durmadan finansal yapılandırma ve yeni krediler gündeme geliyor.

7- Katma değer yaratmayan ekonomik yapımızı düzeltecek adımlar atmıyoruz.

Çelik ihracatında Avrupa’da ikinci, dünyada yedinci olduğumuzun hakkını veremiyoruz. Çeliğin tonunu biz 400 dolardan elin oğlu bin 400 dolardan satıyor.

Konfeksiyon ihracatında önemli bir pozisyonumuz var. Ancak biz bir kazanırken yabancı üç kazanıyor. Otomotiv zaten montaj sanayi.

8- Ar-Ge yapmıyoruz. Oysa milli gelirin yüzde beşini Ar-Ge’ye ayırmamız gerekiyor. Ar-Ge merkezlerini artırmak şart.

9- Turizmde kâr edemiyoruz. Çok sayıda gelmelerine rağmen yabancı turist ucuz tatil yaparak ülkemize bir şey bırakmıyor. Kur şokundan kurtulan yerli turistimiz dış gezilere 1.2 milyar dolar harcamış durumda.

10- Dijitalleşmede yüzde 90 dışarıya bağımlıyız. Geçenlerde bir bankaya yapılan siber saldırı büyük çöküntü yarattı. Yarın ABD yaptırımlar uygulasa ve siber saldırılar artsa Türkiye ekonomisi çok zor durumda kalır. Bunu önlemek için derhal Türk Telekom kamulaştırılmalıdır.

11- Uluslararası gelişmeler günden güne, haftadan haftaya o kadar keskin değişikliklere uğruyor ki ekonomimiz bundan çok etkileniyor. Hassas yapımız olduğundan bu tür değişmelerin etkisi çok fazla hissediliyor. Öte yandan her kesimde bir güvensizlik var.

DOLAR NEDEN YÜKSELMEDİ, YÜKSELMİYOR?

Faiz indirimine rağmen dövizlerde yükseliş olmamasının bir çok sebebi var.

Açıklayalım:

1- Enflasyon oranları gerçekçi değil. Bu nedenle enflasyonun düşüşü gerçek yaşamda hissedilmediği için faiz indirimlerinin de bir işe yaramayacağı düşünülüyor.

Reklamdan sonra devam ediyor

Neden gerçekçi değil? Enflasyon hesaplama yönteminde keyfilik var Enflasyon hesaplama sepetinde 44 kalem var. Bunların fiyatlarına uyumlu olmayan nispi ağırlıklarının değiştirilmesi enflasyon oranın düşük çıkmasına sebep oluyor. Örnek sigaranın fiyatında yüzde 44 artış olduğu halde sepetteki ağırlığı yüzde 5.48’den yüzde 3.87’e düşürüldü. Bunun yanında bebek mamasında yüzde 14 fiyat düşüşü olduğu halde nispi ağırlığı 0.1030’dan 0.1303’e çıkartıldı.

Öte yandan fiyat belirlemek için yapılan anketlerde baskı ile düşük fiyatlar alınıyor.

Dolayısıyla gerçek enflasyon düşmediği için faiz indirimin döviz kurlarına etkisi sınırlı kalıyor.

2- Döviz mevduat hesaplarında kıpırdama olmuyor. Herkes güvensizlik nedeniyle dövizde kalma pozisyonunu koruyor. Yani döviz alış-satış hareketi sınırlı.

3- FED faiz indirimine gitti. Bu da doların küresel ekonomide değerini etkiliyor. Dünyada doların değeri yükselmiyor.

Euro tarihi zirvesini gördü! 29 lirayı aşarak rekor kırdı! Euro tarihi zirvesini gördü! 29 lirayı aşarak rekor kırdı!

4- Barış Pınarı hareketinin başarılı olması ve bazı kazanımlar elde edilmesi dövize olacak talepleri artıracak kaygıları erteliyor.

5- İthalat düşük. Dövize talep yok.

6- Borçlar nakit dövizle değil temdit edilerek ödeniyor. Yani döviz nakit hareketi olmuyor.

7- Hükumet doları baskı altında tutuyor. Piyasaya kamu bankaları aracılığı ile müdahale ediyor.

Merkez Bankası da swap işlemleri ile döviz hareketlerini kısmen de olsa kontrol altına alıyor.

PEKİ, DOLAR NİYE DÜŞMÜYOR?

Doların yükselmeme sebeplerini anladık. O zaman neden düşmüyor ve yatay seyrediyor?

Görüşlerimizi belirtelim:

1- Enflasyon hedefleri gerçekçi bulunmuyor.

2- Dolar alış-satışı artmıyor.

3- Piyasalara dolar fazla girmiyor.

4- Uluslararası gelişmeler tam anlamıyla insanlarda güven yaratacak ve rahatlatacak durumda değil. Bu nedenle ihtiyatlı olma dolar pozisyonunda kalmayı sağlıyor. Güven ve kararsızlık ciddi biçimde hâkim durumda.

SONUÇ

Güven ve beklentiler bütün ekonomik gelişmelere en fazla etki eden durum.

Hükumet radikal önlemler yerine finansal rahatlatma çözümleri ile sonuç alacağına inanarak ciddi bir tercih yanlışlığı yapıyor.

Bütçe açığını kapamak için vergi adaletinin sağlanması gerekirken ek vergiler ve vergi oranlarının artırılmasından medet umuluyor.

Köklü çözüm adımları atılmadığı için Hükümetin yaptığı birçok olumlu işler de etkisi sönük kalıyor.